COP 26: Gelişmeleri / 10. Gün

Zirvenin Bugünkü Gündemi: Elektrikli Otomobiller ve Suudi Arabistan’ın Fosil Yakıt Gerçeği 

Geçen hafta Perşembe günü Yeni Zelanda, Kanada ve Hollanda, Birleşik Krallık, 2030 yılına kadar benzinli ve dizel otomobilleri aşamalı olarak kaldırmayı ve yalnızca sıfır emisyonlu otomobiller satmayı taahhüt ettikleri bir anlaşma imzaladılar.  

Volvo, Ford, Mercedes gibi otomotiv üreticilerin de katıldığı panelde yöneticiler, iklim değişikliği mücadelesinde gerekeni yaptıklarını ve elektrikli araç üretimiyle net sıfır hedeflerine ulaşacaklarını ve otomotiv pazarlarında bu hedefi yakalayacaklarını söylediler. Boris Johnson, yapılan anlaşmanın dönüm noktası niteliğinde bir küresel anlaşma olduğunu ve kirletici otomobillerin özellikle Avrupa Birliği tarafından aşamalı olarak kaldırılmasına yönelik mevcut taahhütlerle birlikte küresel otomobil satışlarının üçte bir oranında artacağını iletti. Boris Johnson, COP 26 zirvesinin 4 temel faktöre yoğunlaşacağını ve bunların da ‘kömür, nakit, araba ve ağaç’ olduğunu söylemişti. Verilen bu taahhüt ile zirvenin ‘araba’ hedefinin gerçekleşeceği düşünülüyor.  

Avrupa menşeili bir elektrik şirketi sorumlusu, COP 26 zirvesinin elektrikli araçlarda alt yapı ağı gelişiminin hızlandırılması için bir itici güç olduğunu söyledi. Zirveye katılan ABD Ulaşım departmanı sekreteri, ulaşım sektörünün Amerika ekonomisinde sera gazı emisyonuna neden olan en büyük sektör olduğunu, ulaşım araçları için gerekli yatırım destek paketinin kongreden geçtiğini, şehirlerde daha fazla elektrikli aracın kullanılmasına yönelik çalışmalara destek olduklarını söyledi. 

California Hava araştırmaları kurulu (CARB), hedeflerinin elektrikli araç ve altyapısına yatırım yapmak, elektrikli araç piyasasını hareketlendirmek, herkesin sıfır emisyonlu araçlara ulaşımını arttırmak ve petrol ile çalışan araçları piyasadan çekmek olduğunu söyledi. CARB temiz hava yasasının diğer ABD eyaletlerinde de uygulanarak elektrikli araç geçişine yardımcı olduklarını iletti.  

Suudi Arabistan Enerji Bakanı, Küresel toplumun iklim değişikliğiyle mücadele çabalarını bir araya getirmesi ve daha az gelişmiş ülkelere “sürdürülebilir kalkınma yollarından ödün vermeden” yardım etmesi gerektiğini söyledi. Rusya ve ABD ile dünyanın en büyük petrol üreticilerinden biri olan Suudi Arabistan’ın 2060 yılına kadar net sıfır hedefi olduğunu belirten Prens, 2030 yılına kadar karbon emisyonunu her yıl olmak üzere 278 milyon ton kadar azaltacaklarını da söyledi ve hedeflenen bu miktarın tüm dünyanın taahhüt ettiği sayının iki katı olduğunu ekledi.  

Geçen hafta kamuya sızan bilgilerde Suudi Arabistan, Japonya ve Avustralya gibi ülkelerin COP 26 zirvesinden önce yayınlanan IPCC iklim değişikliği raporunun (Code Red) değiştirilmesi için lobi yaptıkları ve bunun için bilim insanlarına rüşvet teklif ettikleri ortaya çıkmıştı. Suudi Arabistan Enerji bakanının zirvedeki konuşmasından sonra bir gazetecinin sorduğu soru üzerine bu iddiaların yalan, uydurma olduğunu söylemesine rağmen kendisinin ve diğer bazı ülkelerin fosil yakıt kullanımının azaltılmasına gerek olmadığına inandığı biliniyor. Bu gelişmelerden hemen sonra, Boris Johnson’un Glasgow’daki zirveye Cuma günü dönmesi beklenirken acilen dönüş yapması da şaşırtıcı haberler arasındaydı.  

Bir yandan Suudi Arabistan ifşa olan gerçeklere rağmen zirvede konuşmasını yaparken diğer yandan Beyaz Saray Sözcüsü Nancy Pelosi, Joe Biden’ın uzun zamandır iklim değişikliği mücadelesinde istikrarlı ve ikna edici olduğunu söyledi ve yönetimiyle birlikte bu konuda başarılı olduğunu da ekledi.  

Türkiye Merkez Bankası, küresel iklim değişikliği kaynaklı risklerin finansal sistemi içerisinde ortaya çıkabilecek kırılganlıkları ve fırsatları tespit etmek ve riskleri azaltmak amacıyla “Yeşil Ekonomi ve İklim Değişikliği Müdürlüğü” kurma kararı aldı. 

Bu sabah erken saatlerde yayımlanan ‘müzakere sonuç taslağının’ beklentileri karşılamadığı belirlendi ve bu nedenle COP 26 Başkanı Alok Sharma tüm ülkeleri 2022’de kısa vadeli taahhütlerini arttırmaya çağırdı.  

Bu gelişmelerle birlikte bir araştırma grubu olan Climate Action Tracker’ın bugün açıkladığı analiz sonuçlarına göre COP 26 zirvesinde verilen taahhütlere rağmen ülkelerin mevcut Ulusal Katkı Beyanları yüzyıl sonuna kadar 2,4 derece; mevcut politikalar ise 2,7 derece ısınmayı gösteriyor. CAT’in destek kuruluşu Climate Analytic’in Başkanı Bill Hare “Oraya nasıl ulaşacakları konusunda bir planları yoksa ve 2030 hedefleri düşükse ki birçoğunun düşük, bu sıfır karbon hedefleri boş sözlerden ibaret” dedi. Kuruluşa göre, taahhütler ve projeksiyonlar arasındaki açığın başlıca sorumlusu devam eden kömür ve doğalgaz üretimi.” yorumu yaptı.  

ESG Turkey Danışmanlık
Canan SOYLU / Danışman