COP 26: Gelişmeleri / 9. Gün

Zirvenin 9. Gününde Gündem: Bilim, İnovasyon ve Cinsiyet Eşitliği

COP26 zirvesine son 4 gün kala, bugün konuşulan konulardan biri ‘Bilim ve İnovasyon’ diğeri ise ‘Cinsiyet Eşitliği’ idi.  

Bilim ve inovasyon, iklim değişikliğinin gözlemlenmesine ve iklim değişikliği ile mücadele edilmesine yardımcı olabilir konusu konuşuldu. Astronot Tim Peake, iklim verisinin %50’den fazlasını uzay araçlarından elde ettiklerini ve bu ekipmanlar sayesinde sıcaklık, okyanus suları, ormansızlaştırma, Arktik Antarktika’daki buz seviyesi gibi dünyayı yakından ilgilendiren konuları tam zamanlı, doğru verilerle alabildiklerini belirtti. Bu veriler ışığında politikacıların doğru kararlar verebileceğinin de altını çizdi. 

İklim ile mücadelede, yüksek teknolojik çözümlerin büyük rol oynadığını ve bu teknolojilerle sera gazı emisyonları azaltmanın hatta sıfıra indirmenin mümkün olduğu belirtildi. Yenilenebilir enerji sistemleri, elektrikli araçlar, telefonlarda kullanılan uygulamalar teknolojik çözümler olarak sunulurken bu teknolojik çözümlerin kullanılmasının da çok önemli olduğu belirtildi.  

Zirvenin bugünkü bir diğer konusu olan cinsiyet eşitliği tartışmalarında, dünyada kadın ve kız çocuklarının iklim değişikliğinden ilk ve en çok etkilenenler olduğu ve iklim mücadelesinde seslerini daha çok çıkarmaları konusunda nasıl çalışmalar yapılabileceği konuşuldu. Özellikle iklim krizinin yoksul bölgelerde sebep olduğu susuzluk, kuraklık, aşırı yağışlar nedeniyle kadınların su, gıda ve yakacak bulmaktan sorumlu oldukları bu nedenle göç ettikleri ve şiddete maruz kaldıkları belirtildi.  

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), 50 ülkenin dahil olduğu bir anlaşma ile sürdürülebilir bir sağlık sistemini geliştirmeyi hedeflediklerini duyurdu. Eski Birleşik Krallık Başkanı Gordon Brown, sağlık ve iklim konularının birbiriyle bağlantılı olduğunu; iklim krizini çözmeden sağlık krizini çözmenin mümkün olmadığını söyledi. İklim krizini toplu ölümlere neden olan bir salgına benzeterek bu krize çözüm bulunamazsa önümüzdeki 50 ile 100 yıl içinde çok daha fazla ölümün yaşanacağını da ekledi. İklim mücadelesinde ne sağlık alanındaki yatırımları ne de iklim alanındaki yatırımları keserek temiz çevre, temiz hava elde edilemeyeceğini belirtti. Dünyada büyük oranda sera gazı salımına neden olan zengin ülkelerin sağlık ve iklim mücadelesine en büyük yatırımı yapması gereken yatırımcılar olduğunu da ekledi.  

Afrika ülkeleri, 2025’ten itibaren gelişmekte olan ülkelere her yıl 700 milyar ABD doları verilmesine dayanan bir mega finansman anlaşması için müzakere talebinde bulundu.  

Avrupa Birliği, Almanya’nın öncülüğünde, Glasgow’daki COP26 iklim zirvesinin nihai belgesinde, Ulusal Katkı Beyanları (NDC’ler) ile küresel ısınmayı endüstri öncesi seviyelere göre 1,5 derecede sınırlandırma hedefi arasındaki “iddia açığının” vurgulanmasını ve sera gazlarını azaltma mücadelesindeki yetersiz hedefleri kınamasını istiyor. 

Belgede aynı zamanda, yoksul ülkelerin iklim değişikliğine uyum sağlamasına yardımcı olmak için zengin ülkelerden daha fazla finansman sağlama girişimleri konusunda da eleştiriler bulunuyor: “Şu ana kadar, mali konulardaki 17 müzakere noktasında neredeyse hiç ilerleme olmadı.” 

Geçen hafta açıklanan Dünya Yeşil binalar Konseyi’nin raporuna göre inşaat sektörü dünyadaki sera gazı emisyonunun %40’ından sorumlu bulunuyor. Rapor sayesinde gayrimenkul sektörünün sürdürülebilirliğe daha fazla yatırım yapması ve inşaat alanında sürdürülebilir çözümler ile yeşil inşaat malzemelerinin kullanımının gerekliliği vurgulanmış oldu.  

Brezilya, COP26 zirvesinde diğer 40 ülke ile birlikte ormansızlaşma, arazi bozulmasını durdurmak ve tersine çevirmek için taahhütlerde bulunurken Brezilya Amazonları’ndaki toprak savunucularına karşı yürütülen şiddet eylemlerinde yaşananlara da sessiz kalmaktadır. Topraklarını savunan yerlilere karşı yıllardır düzenlenen bu eylemlerin sonu gelmediği sürece verilen hiçbir sözün geçerliliği yoktur.   

ESG Turkey Danışmanlık
Canan SOYLU / Danışman