Daha Sağlıklı Bir Cilt İçin Sürdürülebilir Kozmetiğin Önemi

DAHA SAĞLIKLI BİR CİLT SÜRDÜRÜLEBİLİR KOZMETİĞİN ÖNEMİ

Kozmetikte Sürdürülebilirlik 

Sürdürülebilirlik, artık hayatımızın hemen hemen her anında karşımıza çıkan bir kavram haline büründü. Bugün, giydiğimiz kıyafetten yediğimiz yemeğe kadar her alanda sürdürülebilirlik esintileri hissetmemiz mümkün. Değişen tüketim alışkanlıklarımızla birlikte doğaya göstermemiz gereken değer eskisinden çok daha fazla boyutlara ulaşıyor. Doğal kaynaklarımızın verimli kullanılması adına gösterdiğimiz çaba, kozmetik ve kişisel bakım ürünleriyle birlikte artık evlerimize taşınıyor. Peki kozmetik ve kişisel bakım ürünlerinin hayatımıza giriş serüveninin nasıl geliştiğini hiç merak ettiniz mi? Eğer sizde sürdürülebilir kozmetik meraklılarındansanız doğru yerdesiniz. Haydi okuyalım!

Yüzümüz başta olmak üzere cilt sağlığımızı hepimiz çok önemsemekteyiz. Kozmetik ürünlerin yapımında yararlanılan bazı zararlı kimyasallar cilt sağlığımızı büyük ölçüde tehdit ediyor. BHA ve BHT gibi sentetik antioksidanların cilt bariyerine zarar verdiğine dair kanıtlar yayınlanırken deodorant gibi ter önleyicilerin içerisinde bulunan alüminyumun ter kanallarında tıkanıklığa yol açtığı da ispat edildi. Bu zararlı kimyasallar cilt sağlığımızı olumsuz etkilediği gibi dünyamıza da oldukça zarar veriyor. Deodorantların içeriğinde bulunan CFC gazı parçalanmıyor ve diğer moleküller ile birleşim sağlamadan atmosfere yükselebiliyor. Yapısal bozulmaya uğramadan ozon tabakasına kadar ulaşabilmesi nedeniyle burada da ozon moleküllerini parçalıyor. Ozon tabakasını incelttiği için küresel ısınmaya neden olabiliyor. 

Kozmetik ve kişisel bakım ürünlerinin içeriklerinde bulunan zararlı maddelerin cilt üzerinde oluşturduğu tahribat kadar; ürünlerin paketlenmesinde kullanılan ambalajlar da doğaya olumsuz etkiler yaratabilecek cinsten. Bir yılda yaklaşık 125 milyar kozmetik ürün ambalajı üretilirken bunların çoğunu deneme paketleri olarak adlandırılan tek kullanımlık paketler oluşturuyor. Bilinçsizce, miktar olarak arzın çok üzerinde üretilen bu kozmetik ürünler ve ambalajları karbon emisyon oranının artmasına sebep oluyor. Tüketici, bazı zamanlarda ürününü kullanmayı unutuyor, son kullanım tarihini geçiriyor ve ürününü çöpe atıyor. Geri dönüştürülebilen ambalajlardan oluşturulmayan bu ürünler hem tüketicinin kesesine hem de doğanın sürdürülebilirliğine darbe vuruyor.  

İnsan sağlığına, hayvan sağlığına, doğanın devamlılığına onlarca belki yüzlerce zarar veren bu ürünlerin elbette çevre dostu versiyonları da üretiliyor. Daha az karbon ayak izi bırakan, insan sağlığını riske atmayan, cilt uyumluluğunu test etmek amacıyla hayvanları kullanmayan markalar son zamanların en çok tercih edilen markaları haline geldi.  

Kozmetik ve kişisel bakım alanında sürdürülebilirliği sağlayabilmek adına içerisinde palm yağı kullanılan ürünleri tercih etmek yerine MCT hindistan cevizi yağı tercih edilmesi hem doğanın hem de cildimizin sağlığına olumlu etkiler bırakıyor. Bunun dışında DMDM Hydantoin ve Fenoksietanol içeren ürünler cilt bakımı açısından faydalı olmalarıyla birlikte doğal kozmetik ve sürdürülebilirliğe katkı sağlıyor.