SÜRDÜRÜLEBİLİR KORUMA: RESTORASYON

SÜRDÜRÜLEBİLİR KORUMA: RESTORASYON  

Birleşmiş Milletler İklim Konferansı ile hayatlara giren sürdürülebilirlik kavramı; daimî olma yeteneği anlamına gelmektedir. Daimî olma yeteneğinin günümüzde bu kadar önem kazanmasının nedeni, toplumların kültür birikimlerinin gelecek nesillere aktarımında tarihsel ve sosyolojik bilgilerin de bozulmadan geleceğin aydınlatılmasında önemli rol oynamasıdır. Yalnızca çevresel bağlamda değil, sosyokültürel bağlamda da varlığını giderek artıran kavram mimari açıdan incelendiğinde; yapıların değerini kaybetmeden bugüne kadar faaliyet gösterebilmesini ifade eder. 

Tarihi eser olarak adlandırdığımız yapılar; inşa edildikleri dönemin sosyal, kültürel, ekonomik yansımaları niteliğindedir. Kent kimliğinin oluşması ve dönemin mimari açıdan açıklanabilmesi adına tarihi yapıların bozulmaya uğramadan günümüze kadar ulaşabilmeleri büyük önem arz eder. Farklı kültürlere ev sahipliği yapmış, çeşitli uygarlıklar ve savaşlar görüp hala yapısal anlamda en az hasarla günümüze ulaşabilmiş bu yapılar; yalnızca içerisinde bulunduğu ülke için değil, dünya için bırakılmış olan miraslar olarak kabul edilip bu doğrultuda korunmalı ve gelişimine katkı sağlanarak hareket edilmelidir.  

Çeşitlilik ve üretkenliğin devamlılığını sağlarken daimî olabilme yeteneğini de koruyabilmek, yapıların sürdürülebilirliği açısından öne çıkan unsurlardandır. Tarihi eser statüsündeki; bizler ve dünya için anlam ifade eden yapıların, günümüze en doğru şekilde adaptasyonun sağlanması mimari sürdürülebilirlik ve doğru restorasyon ile mümkün kılınabilir.  Bu eserlerin korunumu, yapı için uygun işlevlerinin belirlenmesi, çevreye en az olumsuz etkiyi bırakacak şekilde hassas restorasyon teknikleriyle yeniden yapılandırılması sürdürülebilir mimari teknikler ile gerçekleştirilebilir. Dünya mirası niteliğinde, yaşayan tarih olarak adlandırılabilecek tarihi eserlerin sürdürülebilirliğini tamamlayacak restorasyon çalışmaları gerçekleştirilirken bütünleşik, kapsayıcı, koruyucu ve titiz bir anlayışla hareket etmek çok önemlidir.  

Gerçekleştirilen restorasyon çalışmalarının, tarihi yapıya yeni bir yaşam vaat edebilmesi için doğru bir işlev ile yeniden kullanıma sunulması, özgün mimari planlar çerçevesinde stil ve mekân özelliklerini bozmayıp günümüze uyarlayarak yenileme çalışmasının gerçekleşmesi gereklidir. Sürdürülebilir restorasyon çalışmaları bu şekilde gerçekleşmediğinde vahim sonuçlar ile karşılaşmak kaçınılmaz olacaktır.  

 

https://bianet.org/biamag/sanat/167174-tartismali-10-restorasyon
https://bianet.org/biamag/sanat/167174-tartismali-10-restorasyon

Yanlış gerçekleştirilen restorasyon çalışmalarının doğurduğu vahim sonuçları engelleyebilmek adına bazı sürdürülebilir yöntem önerileri sunulmuştur. Bu öneriler dikkatle incelendiğinde sürdürülebilirliğin ilk adımının koruma olduğu kanaatine varılmıştır. Tarihi yapılar, bir milletin kültürel mirası oldukları bilinciyle insanlar tarafından dikkatlice kullanılmalı ve korunumu gerçekleştirilmelidir. Yapıların korunumunu gerçekleştirecek bireyler konuyla alakalı yeterli bilgiye sahip olmalı, kendilerine belirli periyotlarda eğitimler verilmelidir.  

Restorasyon çalışmaları, işinde uzmanlaşmış bilirkişi tarafından, yapı ve doğaya en az hasarı bırakacak restore ürünleri kullanarak kayıt altında tutularak gerçekleştirilmelidir. Yapının, içerisinde bulunduğu dönemin ihtiyaçlarına göre yeniden düzenlenip aynı değeri korunması sağlanmalıdır.  

Tüm bu faktörlere dikkat edildiği takdirde tarihi yapılar, tarihi kimliklerini kaybetmeden sürdürülebilir yapı kimliği kazanarak yaşamını sürdürmeye devam edecektir.